image

PeyamaKurd- Türkiye Adalet Bakanlığı, Diyarbakır Barosu yönetim kurulu hakkında, 24 Nisan’da yaptıkları açıklama nedeniyle, soruşturma açılması için izin verdi.

Diyarbakır Barosu 24 Nisan’da “Büyük Felaketin Acısını Paylaşıyoruz” başlıklı bir açıklama ile 24 Nisan 1915'te başlayan ‘Ermeni tehciri’ ifadelerinin kullanıldığı bir metin yayımladı. Yayımlanan bu yazılı metin hakkında, Diyarbakır Baro Başkanı ve yönetim kurulu üyelerine yönelik, soruşturma izni verildi.

Diyarbakır Barosu yönetiminden konuya dair açıklama yapıldı. Açıklamada:

“Başkan Avukat Nahit Eren, Yönetim Kurulu üyeleri, Zuhal Işık, Serdar Özer, Seyit Rıza Karakaş, Mehmet Erdem, Ali İsmet Girgin, Diyar Rüknedin Çetedir, Mehdi Özdemir, Öykü Çakmak, Hatice Demir ve Atilla Berk hakkında soruşturma açılması için Türkiye Adalet Bakanlığı’nın izin verdi.” ifadeleri kullanıldı.

24 Nisan’daki açıklamada hangi ifadeler kullanılmıştı?

24 Nisan’da Diyarbakır Barosu yetkilileri tarafından, “Büyük Felaketin Acısını Paylaşıyoruz” başlıklı yazıda, “Yüzlerce yıl birlikte hayat süren birbirlerinin farklılıklarından öğrenen ve çoğulculuğuyla yaşayan toplumumuz, 1915'in 24 Nisan'ında kara bir güne uyandı... Onlar bir daha hiç geri dönmedikleri gibi 24 Nisan 1915'te başlayan ‘Ermeni tehciri’ toplumsal tarihimizin en acı felaketlerinden birinin başlangıcı oldu. Bu yüzden 24 Nisan yeryüzünün dört bir yanına savrulmuş Ermeni ulusunun tarihinin en kara günlerinden biridir” ifadelerinin kullanıldığı bir açıklama yayımlanmıştı.

Soruşturmaya neden olan açıklamanın devamında, şu ifadelere yer verilmişti:

 “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hükümeti ve bürokrasisi her 24 Nisan'da telaşlı bir gerginlik içinde büyük felaketin üzerimize sinen karanlığını görmezden geldiği gibi, kimin bu felaketi nasıl adlandırdığının çetelesini kaydediyor, hakikatle kavgaya tutuşuyor. Oysa felaket ve acı onu nasıl adlandırırsak adlandıralım değişmez.

 İster kurbanların dediği gibi ‘Medz Yeghem’, ister dedelerimizden, ninelerimizden duyduğumuz ismiyle ‘fermana fila’ isterse Polonyalı hukukçu Raphael Lemkın'ın, Ermeni halkına yapılanlardan esinlenerek düşündüm ve kaleme aldım dediği şekliyle ‘soykırım’ olarak zikredelim, hakikat değişmez... Dostumuz, sırdaşımız, komşumuz olan yüz binlerce Ermeni tehcir yolunca İttihat ve Terakki yönetiminin desteği ve kontrolü altında öldürüldü yahut ölüme terk edildi.

 Tarihin karanlığından kaçmakla bir yere varamayız. Geçmişle yüzleşmede ‘Ermeni hakikati’ en hayati kavşaklardan biridir. Bu kavşağı karanlıkta bıraktıkça onun ürkütücü gölgesi bizlerin ve kurbanların ruhlarına azap vermeye devam edecektir. Medz Yeghem'in, Fermana fıla'nın, Büyük felaket'in kurbanlarını rahmetle anıyor, Ermeni toplumunun acısını bir kere daha paylaşıyoruz.”