
PeyamaKurd- Şeyh Said ve dava arkadaşlarının idam edilmesinin 97'inci yıldönümünde, Mustazaflar Cemiyeti Diyarbakır Şubesi, Şeyh Said Meydanı'nda kitlesel bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, naaşların bulunduğu yerlerin açıklanması için çağrı yapıldı.
“Yerleri tespit edilip türbe yapılsın”
Açıklamayı yapan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Hüseyin Yılmaz, “Şeyh Said ve arkadaşlarının mezar yerleri tespit edilip oraya bir türbe ve cami yapacak şekilde sembolik de olsa Kürt halkının, Müslüman halkın gelip bir Fatiha okuyabilecekleri bir yer olması lazım.” ifadelerini kullandı.
“Hepimiz biliyoruz ki naaşları bu meydandadır”
Naaşların yerlerinin aslında bilindiği konusuna değinilen açıklamada, "Burası Şeyh Said Meydanı'dır. Az ötede bir hastane var. O hastanenin hemen arkasında Şeyh Said ve dava arkadaşlarının naaşları bulunmaktadır. Diyarbakır halkı tarafından her ne kadar yeri bilinse de resmi olarak halen halkımızdan gizleniyor ve mezar yeri için yapılan tüm çalışmalara da olumsuz cevap veriliyor.” denildi.
“Âlimlerimiz, burada idam edildi”
Açıklamanın devamında, şöyle denildi:
“Bizim devlete itaatimiz bu güne kadar vacip idi. Çünkü ortak paydamız İslam'dı ve İslam'ın başında bir halife vardı. Sistem, hilafeti kaldırdığı gibi İslam'ı da kaldırdı. Türklerle Kürtlerin ortak paydası İslam kaldırıldığı için artık devlete itaatimiz vacip değildir. Yani tekrar İslam'ın ortak payda olması için mücadele verildi. Bu konuda Ankara'ya talepler iletildi. Ama maalesef bu talepler ağır bir şekilde zulümle bastırılmaya çalışıldı.
Halkın bu haklı talepleri provoke edildi, kriminalize edildi ve bir kıyam başlatıldı. Talepler karşılanmadığı için silaha başvuruldu. Devlet, kendi hatasını göremeyip sadece Kürt halkının imamlarını, şeyhlerini, âlimlerini burada kurduğu darağaçlarıyla İstiklal Mahkemelerinin verdiği kararlarla idam ettirdi.”
"Binlerce kişi, siyasi kararlarlarla katledildi"
CHP'li milletvekillerinin İstiklal Mahkemelerine başkan yapıldığını hatırlatan Yılmaz, mahkemelerin verdiği siyasi kararlarla binlerce insanın katledildiğini hatırlatarak, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Peki istiklal Mahkemeleri bir mahkeme mi idi? Yoksa iktidarın cellatları mıydılar? O dönemde İstiklal Mahkemelerinin kurucularına baktığımızda hangi şekilde teşkil ediyordu. Cumhuriyet Halk Fıkrası yani bugünkü CHP'nin milletvekilleri bu mahkemelere başkan yapıldı. Önceden verilen siyasi kararlarla, uyduruk mahkemelerle burada binlerce insan katledildi.
Bir kısmı asıldı, bir kısmı Zilan'da olduğu gibi bebeklerine kadar öldürüldü, delik deşik edildi. Dersim'de olduğu gibi paramparça edildi. Sığındıkları mağaralarda bile kimyasal gazlarla şehit edildiler, katledildiler. Müslüman Kürtlerin durumu bu."
"CHP, önce Kürtlerden özür dilemeli"
Devam eden açıklamada, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı “helalleşme” çağrısına atıfta bulunan Yılmaz, CHP’nin helalleşmekten önce Kürtlerden özür dilemesi gerektiğini ifade ederek, açıklamaya şöyle devam etti:
"Son yıllarda devlet normalleşmeden bahsediyor, helalleşmeden bahsediliyor. Dönemin İstiklal Mahkemeleri ile Kürtlere bu acıyı yaşatan Cumhuriyet Halk Partisi'nin bugünkü lideri de helalleşmekten bahsediyor. Bizde diyoruz ki evet helalleşmek ve normalleşmek gerekiyor ama biz intikamcı değiliz, intikam peşinde, rövanş peşinde değiliz ama haklarımızı ve yapılan zulmün tespitini istiyoruz. Özür dilenmesini istiyoruz ve özür dilenmeden de helalleşme olmaz.”