Memur-Sen’e bağlı Eğitim Bir-Sen ,hükümetin ‘Eşit İşe Eşit Ücret’ düzenlemesinin yarattığı adaletsizliği protesto etmek için Türkiye’nin her yerinde eylem yaparken,Diyarbakır’da maaş bordoları yakılarak bu uygulama protesto edildi.
Ofis semtindeki eylemde konuşan Eğitim Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Yunus Memiş, 2,5 milyon kamu çalışanının beşte ikisinin eğitim-öğretim ve bilim hizmet kolunda bulunduğunu hatırlatarak,hükümetin, eğitime önem verdiğini her fırsatta dile getirdiğini, merkezi yönetim bütçesinden en fazla payı eğitime ayırdığını ifade ettiğini ancak eğitim ile ilgili tarihi öneme haiz düzenlemeler yapılırken eğitim çalışanlarını da kapsayacak şekilde bir konsept içerisinde düşünülmediğini iddia etti.
‘SABIR TAŞIMIZ ÇATLADI, SİNİRLERİMİZ GERİLDİ’
Memiş,”Kamuda aynı unvanda çalışan personele yönelik “Eşit işe eşit ücret” düzenlemesi ile denge sağlamaya çalışan hükümet, eğitim-öğretim hizmet sınıfında 650 bin öğretmene ve 100 binden fazla öğretim elemanına ‘sizin muadilinizi bulamadık, onun için toplu sözleşme masasında görüşmek üzere kapsam dışı bıraktık” dercesine masayı işaret etmiştir. Ek ödeme alamayan öğretmen ve öğretim elemanları, üzülerek ifade etmeliyiz ki, kamuda en düşük ücret alan çalışan konumuna düşürülmüştür. 9/1 öğretmenin 1.624 TL, 7/1 öğretim görevlisi 1.856 TL, maaş aldığı bir ortamda kimse kalkıp eğitimle ilgili büyük laflar etmesin. Eğitim çalışanlarının, eğitimi ve ülkeyi geleceğe taşımayı bırakın, kendilerini gelecek aya taşıyacak mecalleri kalmamıştır. Sabır taşları çatlamış, sinirleri gerilmiştir. Bu ülkede demokrasinin korku tünelinden çıkması sürecindeki mücadelede eğitim çalışanları en önde olmalarına rağmen, eşit işe eşit ücret düzenlemesinde en sonda olmayı bırakın, kapsamın bile dışında tutulmuştur. “ dedi.
‘BİR GECEDE SİPARİŞ YASALAR ÇIKARIRKEN…’
“Meclis çalışanına, danışmana, şoförüne, üst düzey bürokratlara, gizli kararname ile askere ‘cömert Maliye’, eğitim çalışanları söz konusu olduğunda ‘cimri Maliye’ olmaktadır. Patronların milyon dolarlık “usulsüz sanal kumar cezalarını” gözden geçirip ‘silen Maliye Bakanı’, masaya dönük mesajlarıyla daha şimdiden adeta ortamı ‘geren Maliye Bakanı’ olmuştur. “ diyen Memiş,kamuda eşitlik adına denge sağlanırken, eğitim çalışanlarının kapsam dışında tutularak dengesinin bozulduğunu belirtti. Memiş,” Eğitim çalışanları olarak “Gelir dağılımında adaleti sağlayın, ‘sözde’ ve ‘özde’ kamu çalışanı ayrımına son verin, patronlara milyon dolarlık merhamet gösterirken, eğitim çalışanına gelince sefalet ücretini reva görüp, ‘al da bunu merhem et’ uygulamasından vazgeçin” demek için toplandık.Mart 2012 itibarıyla yıllık enflasyon TÜFE’de 10.45’i bulmuş, 2012 yılında kullanılan maktu harçların artırılmasında yeniden değerleme oranı 10.26’ya yükselmiş, sadece Mart ayında, evlerde kullanılan elektriğe yüzde 9.26, doğalgaz fiyatına yüzde 18.70 zam yapılmıştır. Yapılan zamlarla akaryakıtın litre fiyatının geldiği noktayı açıklamaya bile gerek yok. Eğitim çalışanları olarak 19 aydır yasamızı bekledik, “Bir gecede adrese teslim sipariş yasalar çıkarırken, 2,5 milyon kamu çalışanını ve 1,8 milyon kamu emeklisini ilgilendiren Toplu Sözleşme Yasasında ‘yoran hükümet’ oldunuz. Başta hizmet kolu sendikacılığı olmak üzere Yasa’da istediğimizi aldık ve şimdi Masa gözüktü. Masada ortamı geren değil, eğitim çalışanlarının hakkını ‘veren hükümet’ olmalısınız” diye haykırmak için buradayız. Bir an önce toplu sözleşme masası kurulmalı ve hükümet, enflasyona ezilen değil, enflasyonu ezen bir teklifle kamu çalışanlarının karşısına çıkmalıdır. “ şeklinde konuştu.
‘HER ŞEYE ZAM VAR AMA ÜCRETE YOK’
Ek ödeme mağduru öğretmenler ve öğretim elemanlarına 50 puan artış yapılmasını, yani 314 TL ek ödeme verilerek ek ödeme mağduriyetinin giderilmesini ve eğitimcinin hak ettiği ekonomik seviyeye çıkarılmasını istediklerine dikkat çeken Memiş,her şey zamlanırken, ek ders birim ücretinin 7,82 lirada kaldığını söyledi. Memiş,şöyle devam etti :” Günümüz şartları dikkate alınarak ek ders birim ücretinin 15 TL’ye çıkarılmasını ve ek ders esaslarının değiştirilerek adaletli bir dağıtımın ortaya konulmasını bekliyoruz. İstihdamda güçlük çekilen yörelerde bazı kamu çalışanlarına ek tazminat uygulayan hükümet, eğitimciye gelince ek tazminat yerine ek fedakârlık istiyor. Bu çarpıklığın düzelmesini, geri kalmış yörelere sürekli görevle atananlara bu yörelerde fiilen çalıştıkları sürece ek gösterge dâhil en yüksek devlet memuru aylığı ve ek tazminat ödenmesini istiyoruz. Vergi matrahının yükseltilmesini, ilk altı ay verilenin ikinci altı aylık sürede geri alınmamasını, ek ders ücretlerinin, damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmamasını istiyoruz. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde eğitim çalışanlarına ikramiye verilmesini, bakanlık denetçilerine ödenen makam ve görev tazminatlarının il eğitim denetmenlerine de ödenmesini, üniversitelerde çalışan idari personele de geliştirme ödeneği verilmesini, öğretim elemanlarının ek ders saatlerinin azaltılıp, ücretlerinin artırılarak bilimsel çalışmaya zaman ayırmasına olanak tanınmasını, Kredi Yurtlar personeline daha önce olduğu gibi ikramiye ödenmesini, öğretim yılına hazırlık ödeneğinin tüm eğitim çalışanlarına yıllık 1000 TL olarak verilmesini, İLKSAN’a zorunlu üyeliğin kaldırılmasını, askerliğini yedek subay olarak yapan eğitim çalışanlarının OYAK kesintilerinin iade edilmesini ve kamuda üvey evlat muamelesi yapılan 4/C’lilere kadro verilmesini istiyoruz. “
‘DERSLERE KOKARTLARLA GİRECEĞİZ’
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in eğitimcilere sahip çıkmamasını da eleştiren Memiş,4+4+4’le ilgili çelişkili açıklamaların toplumu da, eğitimciyi de huzursuz etmekten başka bir işe yaramadığını ifade ederek, KİK toplantılarında imza altına alınan kararlar hala hayata geçirilmesini istediklerini dile getirdi. Memiş,”Biz kimseden lütuf beklemiyoruz. Emeğimizin ve alınterimizin karşılığını istiyoruz. ‘Ekonomi büyüyor, Türkiye zenginleşiyor’ diyenlere, eğer büyüme varsa o zaman büyümeden payımızı verin diyoruz. Eşitlik ve adalet adına düzenleme yapanların ortaya çıkardıkları eşitsizlik ve adaletsizliğin giderilmesini istiyoruz. Bugünden itibaren bir hafta boyunca derslere, “Eğitim Çalışanıyız, İnsanca Yaşam İçin Hakkımızı İstiyoruz” yazan kokartlarla gireceğiz. “ dedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz