AH NARİN AH!..
İki haftalık ayrılık, bitti… Artık yeniden birlikteyiz… Sohbet serilerimiz başlıyor.. İki haftalık, yazı molası içerisinde, ne yazık ve hazin ki, bir çok olumsuz hadiseler yaşandı.. En acı olay ise, 8 yaşındaki Narin Güran kızımızın, esrarengiz şekilde kayboluşu..
***
Günlerdir, büyük bir duyarlılık ve hassasiyetle, vakıayı takip ediyoruz.. Gözümüz, kulağımız, tüm müştemilatımızla, Narin’le alakalı, gelecek haberlere, odaklanmış durumda. Tüm dualar Narin için, tüm gönüller, kalpler ve insani duygular Narin’in bulunması için ayakta!!..
***
Günler, günleri kovalıyor.. Bugün nerdeyse iki haftasına girecek olan kayıp durum, der demez, herkesi endişelendirmiyor değil?.. Denir ya insanın ödü kopuyor, kötü bir haber gelecek diye.. Ailesi, yakınları ve ülke ahalisi gibi biz de aynen bu duygular içerisindeyiz, tedirgin haldeyiz?!..
***
“Ah be Narin kızım.?” Narin’in Ağabeyi’nin gözaltı süresinin uzatılması, ardından serbest bırakılması.. Bilahare amcasının gözaltına alınması.. Ki amcanın da muhtar olması ayrı bir durum… İfadesi alınan 200’e yakın kişinin, anlattıkları.. İl Jandarma Komutanı Selçuk Yıldırım’ın, “elimizde bir çok delil var, sona yaklaştık” demesi.. Elbette ki, olayın aydınlatılması, Narin’in bulunması için, önem arz edici gelişmeler!.
***
Ki, ilk andan itibaren, aileyle sıkı diyalog içerisinde olan İl Valisi Murat Zorluoğlu’nun “Kızımız Narin’i bulacağız” kararlılığı!.. Tabi, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının kararıyla, yayın yasağı getirildi!.. Gerekçeler çok farklı tartışılsa da; yasağa uymak gerekir!… O nedenle çok da detaya girmek, istemiyorum!..
***
Ancak şunu net ifade edebilirim.. Narin kızımızla alakalı her ne yaşanmışsa; yakınında ve yakınlarından biri ya da birilerince yaşatılmış, yaşanmıştır.. Ki soruşturmanın seyri de; bunu göstermiyor değil?… Bekleyeceğiz…
***
“Allah’tan ümit kesilmez..!” Ki, ümitsiz değilim.. İnşallah güzel haber alacağız.. Ana kafamdaki deli soru şu; “neden, ülke ve millet olarak, böylesi trajedilerle yüz yüze gelip, yaşıyoruz..” Biraz da bu soruya kafa yorarsak, “Narinler işte o zaman kaybolmaz?”…
***
CİNNET DEĞİL, PLANLI BİR KATLİAM!..
İzmir’deki vakıadan haberdar oldunuz!.. Bir baba.. Ki, baba demiyorum, babaların yüz karası.. Cani, katil, insani, vicdani ve rahmani, hiç bir duygu taşımayan, fiziki görünümüyle insan gören, bir yaratık Vesih Şimşek!..
***
4 çocuğunu kurşuna diziyor!.. Üç can paresi olan Cemre, Ceylin ve Nira Şimşek adlı çocuklar oracıkta can veriyor.. Hiranur ise yaralı kurtuluyor.. Bu katliamdan sonra bir de, kendisine sıkıyor.. Tabi gebermiyor.. Şuan hastanede tedavi görüyor.. Peki, bu facianın, katliamın gerekçesi?.. “Eşi, onu terk ediyormuş?”..
***
Eee.. Cani yaratık, işte bundan dolayı içerlenip, cinnet getirmiş!.. Bunun üzerine, çocukları kurşuna dizmiş!.. Hafta içi, baktım haber ve yorumların ekseriyeti, bu minvalde!.. Tabi, işi siyasi iktidara mal eden de yok değil yani!.. Öyle ki, baba çok masum, suçlu hükümet!…
***
Der demez, lanet getiriyor insan!.. Çünkü bu olay, anlık bir öfke, tepki, spontane gelişmemiş ki, cinnet hali, olsun.. Kaldı ki, anlık öfkeyle her eline silah alan, bıçak alan karşısındakini öldürsün mü, yaralasın mı?.. Yok öyle bir şey..
***
Bu yaratık, katliamı planlı, kurgulu ve organizeli bir şekilde, tertiplemiştir!.. Çocuklara sizi annenize götüreceğiz diyerek, otomobile bindirip, Bornova’ya götürüyor.. Demem o ki, cinnet ifadesi ve tanımıyla, bu katliama libas olamaz!…
***
ÖZKAN’IN ÇİRKEFLİĞİ..
CHP’li Tuncay Özkan!.. Zat-ı na muhterem, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret etmiş.. Ve züppe cümlesini kurmuş.. Özkan, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başındaki, isme!.? Ki halkın iradesiyle seçilen bir lidere küfürler sıralıyor..
***
Bir Yunan bakanın, bir İsrail yetkilisinin dahi ağzına almakta imtina edeceği, kelimeleri cümleleştirerek, Erdoğan’a hakaret ediyor.? Bu psikolojik vakıanın da ötesinde, bir ruh halini içeriyor.. Edep ve adaptan uzaklaşan Özkan, böyle bir karaktere nasıl geldi..
***
Geçmişe baktığınızda, pek böyle bir tarzı olan biri değil.. Adap ve edeple hareket ediyordu. Ki CHP’nin başına geçme gayreti bile vardı.. Ağzından böylesi salyaların akmasındaki karakter değişimi, çirkinleşmesi neden?…
***
Son günlerdeki yorumlar, iki şıkta mevzuyu topluyor.. Çirkinleştirmesi, karakter dağınıklığı, ağzından salyaların dökülmesinde, iki veri oluşuyor.. Aslında, Kemal Bey’in de son psikolojik vakıa olan beyanlarına baktığınızda, neden daha açık oluyor?..
***
Şöyle ki.. Seçimde yenilen isimlerin başında geliyordu.. Bu yenilgi, onu CHP içerisinde, kısm-i olarak atıla düşürdü.. Parti tabanı da, bundan cacık olmaz, göründü.. Kılıçdaroğlu ile birlikte yürümenin ve seçim yenilgisinin de ezikliğiyle, saldırganlaştı…
***
CHPde yeniden popüler hale gelmek.. Aranan ve konuşulan isim olmak için.. Geçmişteki tezlere sarılmak yerine.. Yani, Atatürk, Bayrak, Vatan, Millet Sakarya yerine!..Erdoğan’a saldırmak, hakarette bulunarak, kendine prim edinmeye çalıştı.. Uyanık ya!..
***
Erdoğan’a saldırırsa, AK Parti’den kendisine karşılık verilir.. Böylece de, gündemleşir.. Parti tabanına da şirin olur.. CHP’nin tüzük kurultayı da, Genel Başkanlığa dönebilecek bir seçim olabilir, düşüncesiyle çirkinleşmeyi, siyasi güzellemeye evirmek istedi. Peki, maya tuttu mu?.. Sanmıyorum!.. Çünkü, Parti içerisinde de tepki gördü!…
***
GÜNÜN SÖZÜ…
Evladını gözünü kırpmadan öldürene, baba sıfatı verilemez, candan başka!…